Powered By Blogger

6 Ocak 2010 Çarşamba

sürgün sevdalar

 

sürgün sevdalar

on dokuzuncu asrın başlarıydı zaman
başka gemiler yaptılar nuha inat
başladığında tufan
ata bildiğimiz bu insan tacirleri
zorla bindirdiler bu köle gemilerine dedelerimizi–silah zoru
sırtlarında şaklattıkları kırbaçlarla
küreklerini çektirdikleri
oturaklara forsa çakılan dedelerimiz
dümen kırdılar yaban coğrafyalara doğru –silah zoru
silah ve dümen onların ellerindeydi
boşa homurdandı deniz


şahidim -üstümde kalmasın vebali-
bir ikindi namazı sonrası
helallik istediğinde mahallenin imamı
musallada yatan bir adamın ardından
cümle hazırun dediler -güzel adamdı
sürgün öncesi atalarından miras
tabutunun üstünde bir gülümseme vardı

-unuttum sanma seni
yaban coğrafyalarda sürgün yaşarken
hiç sarıp sarmalamadı ki umutlar beni
seni düşündükçe çaresizliğime ağladım
hiç kavuşma umudum olmadı ama
bildiğin gibi işte
dün tek sevdamdın –bugün yine  tek sevdamsın
ne düşte ne gerçekte
kavuşamadıysam da sana



beri yanda
bugüne kadar hiç üzüntülü görmedik onları biz
göstermelik acılarına
hep ağıtçılar tuttular bildiğimiz
ve kulaklarımızın zarını yırtarcasına
bağırtıp çağırttılar
ve bugün geçerken bu kasım ortası meydanından
bir hüzünlü gördük onları
yine eski kasımlardan kalma maskeler mi bunlar
yoksa kasıntı suratlarını
kireçle mi ağarttılar

dediğimiz
unutmayın
siz ölünce ardınızdan ağlayıcılar yas
dostlarınız alkış tutacak
-adımız gibi bildiğimiz
çok para kazanacak çelenkçi gülcü
ve iblis ellerini ovuşturacak –“oh şıkıdım şıkıdım
cehenneme bir kütük daha yolcu”

murisi evvel atalarımızdan
döne dolaşa bize intikal etti bu forsalık
gün olur bir gün
keser döner sap döner
azad ediliriz sandık
ama artık
kabul ettik bu sürgün süresiz sürgün
biz “gün olur hesap döner” derken
iblisin uşakları kahkahalarla güldüler
yarınlarımız üstüne kılıç çekerken
keser  ve sap ve de hesap bu güne kadar
hep aynı elde döndüler
tek umudumuz öldüğümüz gün birileri
”günahlarına kefaret kabul eyle Rabbim
sürgünde yaşayıp garip öldüler”


köle gemilerinde forsa çakılan bugün biziz
yol alıyoruz yaban coğrafyalara doğru –silah zoru
silah ve dümen onların ellerinde hep
boşa homurdanır deniz